7104 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle 3065 sayılı
Kanunun yeniden düzenlenen 38 inci maddesinde; “Ticari kazancı işletme hesabı
esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç
defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör
ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde vergiye tabi
işlemlerin karşılığını teşkil eden
(katma değer vergisi dâhil) bedel
üzerinden, bu Kanunun 28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı
geçmemek üzere, Cumhurbaşkanınca ilgili sektör veya meslek grubu için
belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesapladıkları katma değer vergisini,
indirilecek katma değer vergisi ile ilişkilendirmeksizin beyan ederek öderler.
Birinci fıkra kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen
mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen katma
değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri
katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları
teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir
olarak dikkate alırlar.
Hasılat
Esaslı Vergilendirmeden Çıkma Koşulları :
 Hasılat
esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamazlar.
Uygulamadan Yararlanacak Mükellefler Hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yalnızca Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulü
kapsamına alınan sektör ve meslek gruplarında yer alan mükellefler yararlanır.
Bu kapsamda vergilendirilmek isteyenler,
bağlı oldukları vergi dairesine başvurarak bu usule geçmeyi talep ederler.
Vergi dairesi tarafından başvurular incelenerek, mükellefin bilgileri kontrol
edilir ve şartları sağlayan
mükelleflere, bu kapsamda vergilendirilmelerinin uygun görüldüğü yazı ile
bildirilir. Bu kapsamdaki mükellefler, söz konusu bildirimin tebliğ edildiği
tarihi içine alan vergilendirme dönemini takip eden dönemden itibaren
hesaplayacakları KDV’yi hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre aylık
vergilendirme dönemleri itibarıyla beyan ederler. Bu usule geçen mükellefler
hasılat esasına geçtikleri dönemden itibaren iki yıl boyunca bu usulden çıkamazlar.
Örnek:
Özel halk otobüsü işleticisi (C), 22/3/2019 tarihinde hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilmek üzere vergi dairesine başvurmuştur. Vergi
dairesi, mükellefin şartları sağladığını tespit etmiş ve hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre vergilendirilmesinin uygun bulunduğuna dair yazıyı
mükellefe 28/3/2019 tarihinde tebliğ etmiştir. Buna göre, (C)’nin Nisan/2019
dönemi itibarıyla hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilmesi
gerekmekte olup, Nisan/2021 dönemine kadar bu usulden vazgeçmesi mümkün
deÄŸildir. Yeni iÅŸe baÅŸlayanlardan bu usulde vergilendirmeyi talep edenlerin,
işe başlama bildirimiyle birlikte başvuru yapmaları mümkündür. Şartları
sağlamadığı halde KDV beyannamesini bu usule göre veren mükelleflerden, gerçek
usulde vergilendirme kapsamında beyan edilmesi gereken vergi; vergi ziyaı
cezası ve gecikme faiziyle birlikte aranır. Bu durumda hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre ödenen vergi, gerçek usulde vergilendirme kapsamında
aranacak vergiden mahsup edilir.
Örnek:
(A) Özel Halk Otobüsü İşletmesi Nisan/2019 döneminde yapmış olduğu toplam 50.000 TL tutarındaki
toplu taşıma hizmeti için 9.000 TL KDV
hesaplamıştır. Mükellef bu dönemde akaryakıt, tamir bakım, personel vb. için 40.000 TL harcama yapmış ve 6.000 TL KDV ödemiştir. Bu durumda,
mükellefin gerçek usulde vergilendirilmesi halinde ödemesi gereken KDV tutarı 3.000 TL (9.000-6.000)
olarak hesaplanacaktır.
Bu mükellefin hasılat esaslı vergilendirme usulüne
geçmesi halinde ödemesi gereken KDV tutarı 6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı
Cumhurbaşkanı Kararına göre hasılat
tutarına %1,5 oran uygulanması suretiyle hesaplanacaktır. Buna göre
mükellefin ödemesi gereken KDV tutarı
885 TL [(50.000+9.000)x%1,5] olacaktır. Hasılat esaslı vergilendirme
usulüne geçmesi nedeniyle mükellefin bu dönem için kazancının tespitinde 10.000 TL (50.000-40.000) yerine, 12.115 TL [(50.000+9.000)– (40.000+6.000+885)] dikkate alınacaktır.
Gerçek usulden hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, hasılat
esasına geçtikleri vergilendirme dönemi beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarını indirim konusu yapma imkânını
kaybedeceklerinden, bu tutarları gelir/kurumlar vergisi uygulaması
bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabilirler. Bu kapsamda
vergilendirilen mükellefler yapmış oldukları indirimli orana tabi işlemler ile
istisnaya tabi
işlemlerini hasılatlarına dahil ederler. Ayrıca bu
mükelleflerin indirim hakkı
bulunmadığından iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin iade talebinde bulunulması da söz konusu değildir.
Hasılat
Esaslı Vergilendirme İçin Muhasebe Kaydı : Bu kayıtta Gelir
Vergisi ya da Kurumlar Vergisi yönünden
örneklendirilmiştir.
Gerçek
Usul İçin :
 --------------------/-----------------------
102 BANKAÂ Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â 11.800
600 YURTİÇİ SAT.         10.000
391 HESAPLANAN KDVÂ Â Â Â 1.800
 --------------------/-----------------------
*AYLIK GİDER TOPLAMI 5000 TL + %18 KDV 900 TL OLARAK
ALINMIÅžTIR.
Vergiye Tabi Tutar ( Matrah ) 10000 – 5000 = 5000 TL
** Ödenecek KDV Tutarı 11800 x %1,5 =135,70 TL
Hasılat
Esaslı Vergilendirme İçin :
 --------------------/-----------------------
102 BANKAÂ Â Â Â Â
11.800
600 YURTİÇİ SATIŞLAR  11.800
 --------------------/-----------------------
Vergiye Tabi Tutar (Matrah) : 11.800 – (5.900 +
135,70) = 5.764,30
Hasılat
Esaslı Vergilendirme Tevkifat Uygulaması :
*Öte yandan, hasılat esaslı vergilendirme usulüne
tabi olan mükelleflerin düzenleyecekleri belgelerde hesaplanan KDV tutarları, KDV mükellefi alıcılar
tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216
sayılı Kanun ile 5393 sayılı Kanun kapsamında belediyeler tarafından ruhsat
verilen, toplu taşıma hatlarını
kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine
getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri
aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmeleri yararlanabilir. Ancak
belediyeler bünyesinde kurulmuş ve otobüsle toplu taşıma faaliyeti ile iştigal
eden iktisadi iÅŸletmeler ile doÄŸrudan
veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait
şirketler hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanamazlar. Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu
taşıma hizmetine ilişkin bedellerin tamamının elektronik ücret toplama sistemi
aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet bedelinin (ücretinin) bir
kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka
yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yararlanılması mümkün değildir.
Ayrıca bu uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde
bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla bir il sınırları içinde
başlayıp, başka bir il sınırları içinde sona eren güzergâhlarda yolcu
taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu uygulamadan yararlanması mümkün değildir. Hasılat esaslı vergilendirme usulünü tercih edecek mükelleflerin,
toplu taşımacılık faaliyetini sürücüsü dahil en az onsekiz oturma yeri olan
otobüslerle yapmaları gerekmektedir. Halk otobüsü adı altında bu özellikleri
taşımayan taşıtlarla (minibüs, dolmuş, taksi dolmuş vb.) toplu taşımacılık
hizmeti sunan mükelleflerin bu usulden yararlanmaları mümkün değildir. Diğer
taraftan, mükelleflerin bu kapsamda vergilendirilebilmeleri için münhasıran
otobüsle toplu taşıma faaliyetinde bulunulması gerekmektedir. Bu faaliyetin
yanında başka faaliyetleri de bulunan mükellefler bu uygulamadan
faydalanamazlar.
Örnek: (Z) Şehiriçi Servis ve Taşımacılık Ltd. Şti. belediyeden aldığı ruhsat kapsamında 5 otobüsle özel halk otobüsü ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmaktadır. Bunun yanında 20 adet minibüsle de (Y) Kolejine öğrenci taşıma servis hizmeti sunmaktadır. Buna göre, (Z) firması münhasıran özel halk otobüsü işletmeciliği faaliyetinde bulunmadığından hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanması mümkün değildir. 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen şartları sağlayan ve işletme hesabı veya bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yıllık iş hacimlerine bağlı olmaksızın bu uygulamadan faydalanabilirler. Bu kapsamda vergilendirilmek isteyen mükellefler, bağlı oldukları vergi dairesine yapacakları başvuruda, 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında yer verilen şartlara ilişkin tevsik edici bilgi ve belgeleri ibraz ederler. Bu kapsamda vergilendirilenler, özel halk otobüsü işletmeciliği ile ilgili elde ettikleri diğer hasılatı da (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışları, reklam gelirleri vb.) hasılat esaslı vergilendirme matrahına dahil ederler.
Birden fazla faaliyeti olan işletmelerin Hasılat Esaslı Vergilendirme örneği aşağıdaki gibidir :
Örnek 5: Şehir içi yolcu taşıma faaliyeti dolayısıyla adına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilen 28 yaşındaki Bay (Ç), bu faaliyetine 1/4/2020 tarihinde başlamış olup, vergi dairesine vermiş olduğu işe başlama bildirimi ekinde yer alan dilekçesinde hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanmak istediğini belirtmiştir. Bay (Ç), şehir içi yolcu taşıma faaliyetine ilişkin hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde etmektedir. Bay (Ç), 5/7/2020 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu dilekçede, 1/7/2020 tarihinden itibaren konfeksiyon ürünlerinin perakende satışı faaliyetine de başladığını bildirmiştir. Bay (Ç)'nin 2020 takvim yılında söz konusu faaliyetlerinden elde ettiği gelirler ile maliyetlerine ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.
Buna göre Bay (Ç)’nin;
a) 1/4/2020-31/12/2020 tarihleri arasında şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancı (300.000 TL*%10) = 30.000 TL'dir.
b) 1/7/2020-31/12/2020 tarihleri arasında konfeksiyon ürünlerinin perakende satışı faaliyetine ilişkin kazancı (530.000 TL– 480.000 TL) = 50.000 TL'dir.
Bay (Ç)'nin, 2020 takvim yılına ilişkin vergiye tabi ticari kazancı toplamı (Konfeksiyon ürünlerinin satışından elde ettiği kazanç + hasılat esaslı kazanç)=(50.000 TL + 30.000 TL) = 80.000 TL olarak hesaplanacaktır.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasına ilişkin tüm şartları taşıyan Bay (Ç), 20/8/2020 tarihinde kamuya yararlı bir derneğe 5.000 TL tutarında nakdi bağış yapmıştır.
Buna göre Bay (Ç), sadece konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği 50.000 TL için Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasından yararlanabilecek, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancı olan 30.000 TL, söz konusu istisnaya konu edilemeyecektir. Dolayısıyla Bay (Ç)'nin 2020 yılına ilişkin gelir vergisi matrahının tespitinde, konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği kazancı genç girişimci kazanç istisnası tutarının altında kaldığından dikkate alınmayacak, sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden elde ettiği ticari kazancı dikkate alınacaktır.
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hesaplanan kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanamayacağından ve Bay (Ç)'nin konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği kazancının tamamı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasına konu edildiğinden, beyana tabi başkaca geliri bulunmayan Bay (Ç)'nin, kamuya yararlı derneğe yapmış olduğu nakdi bağışı beyanname üzerinde indirim konusu yapması mümkün değildir.