Ekonomik Döngü
2019 yılı itibariyle
asgari ücret net 2020 lira. Bu ücret önümüzdeki yıl 2600 dolaylarında oluşiacak
gibi gözüksede pek iç açıcı gözükmüyor. Tabii bu başka bir gündem konumuz
olacak. Konumuza dönecek olursak mevcut ücret yoksulluk sınırının %55 altında
ki bu da bir ailede 2(iki) kişinin çalışması dahi yoksulluk sınırın altında
kalmaktan kurtaramıyor insanları. Halkta oluşan bunalım fiziksel aktivite
eksikliği, sosyokültürel faaliyetlerin azalması önce yerel esnafı ve dolaylı
olarak çiftçilik ve hayvancılık yapan kişileri de etkiliyor. Bu zincirin temel
halkası olan işçi kesiminin daha iyi koşullar için aslında yapılması gereken
firmaların ciro primi usulü personel çalıştırması olacaktır. Bu durum hem
refahın artması, hem paranın tekelleşmesini önleyerek sınıfsal ayrımın
azalması, hem de devletin vergilerini daha kesin şekilde alınması anlamına
geliyor. Ancak serbest piyasa koşulları maalesef ki bu tür yaptırımların önünü
kapatıyor. İşte burada halk olarak taleplerimizi karşılaması gereken tek merci
devlet oluyor.
4 Mart 2007 itibariyle
vergi iadesi tarihe karışmış onun yerine asgari geçim indirimi getirilmişti.
Fakat günümüz koşullarındaki enflasyon değerleri asgari ücretin %25’inden
fazlasının yok olmasına sebep oluyor. Yani daha açık söylemek gerekirse 2020
liralık ücretin ortalama 500-600 lirası
vergi(yol-yemek-taşıt-emlak-elektrik-su-özel hizmetler vs.). Bunun üzerine bir
de %15’lik vergi dilimine giriliyor olması geriye yaşanmaz bir durum bırakıyor.
Tüm bu koşullar
düşünüldüğünde asgari ücretin vergiye tabii tutulmaması ve eski usül vergi
iadesi kanunun çıkması hem işçinin hem yerel esnafın hem de devletin faydasına
olacaktır. Makro veya mikro ekonomi bilmek, bilimsel verilerle konuşmak
güzeldir hatta gerçekçi de olabilir fakat unutulmamalıdır ki devlet iradesinde
önemli olan halka hizmettir.